Evrim Çalıştayı
Evrim Çalıştayı

Evrim Çalıştayı

Evrim Çalıştayı, 20 Nisan 2012, Matematik Köyü

Evrim kuramını değişik yönleriyle ele alarak, alanında uzman biyolog, paleontolog, psikolog ve felsefecilerce değişik disiplinlerden gelen araştırmacı, öğrenci ve katılımcılara sunmaya çalıştık.

Çalıştay boyunca, etkileşimli bir tartışma ortamı oluşturularak konunun uzmanlarıyla katılımcılar arasında etkin bir iletişim kurulmasına katkı sağlamayı amaçladık.

Çalıştayda, sunumlar ve tartışmalar sayesinde güncel bilimsel gelişmeler öğrenciler, araştırmacılar ve uzmanlar arasında karşılıklı olarak aktarılmasına vesile olduk.

“Evrenbilimin uğraş alanı, evrenin bir bütün olarak nasıl başladığını, geçirdiği evrim aşamalarını, geleceğini inceleyen; evrendeki büyük ölçekli yapıların, Mikrodalga Art alan Işınımının, Hafif Element Bolluklarının kaynağını araştıran bilim alanıdır.”

Sunumda da  Büyük Patlama’nın çok zayıflamış ve hatta söylenceye dönmüş olmasına karşın hala baskın (!) evren modeli olma ayrıcalığını sürdürmesinin nedeninin kavranabilmesi için bu düşüncelerin doğup yeşerdiği tarihsel bağlamların ve bu çağlara damgasını vuran toplumsal ideolojilerin de iyi anlaşılması gerekliliği gündeme getirilmiştir.

Evrimsel biyolojinin, Türlerin Kökeni’nin yayınlanmasından sonra biyoloji bilimini nasıl dönüştürdüğü, 20. yüzyılın başlarından 1940’lı yıllara dek klasik evrimsel biyoloji ile genetiğin birleşimiyle evrimsel biyolojinin mekanistik yapısının nasıl kurulduğu kısaca anlatıldıktan sonra, moleküler evrim ve nötral teori tartışmalarıyla şekillenen yirminci yüzyılın son çeyreğindeki evrimsel biyolojin kuramsal yapısının sağladığı olanaklar, son on yılın evrimsel genomik perspektifi içinde değerlendirilmiştir.

Sunumda sayısal (bilgisayar ortamında gerçekleştirilen) bir muhendislik tekniği olan “genetik algoritmalar” anlatıldı.

Genetik algoritmalar, bir optimizasyon tekniğidir. Evrim seminerleri açısından genetik algoritmaları ilginç kılan bu tekniğin biyolojik evrimden esinlenerek geliştirilmiş olmasıdır. Biyolojik evrimin kalıtım, doğal seçilim ve değişim özellikleri sayısal ortamda taklit edilmiştir. Böylece, biyolojik evrimin doğada en başarılı türleri yaratması gibi, genetik algoritmaların da en iyi sonuçları verecek sayısal/matematiksel yapıları üreteceği düşünülmüştür. Gerçekten de genetik algoritmalar ile çok karmaşık problemlere çözüm üretilebilmiştir. İnsan zekasının gerekli olduğu düşünülen bazı tasarım problemleri için insanlarınki kadar iyi, hatta insanlarınkinden daha iyi yapılar geliştirilebilmiştir.

Bu başlık iki ayrı sunum ile işlendi.

I –Doğal Seçilimle;

başlıklı sunumda temel Mendel genetiği ve genin ve gen ifadesinin moleküler biyolojisine ilişkin kısa bir bilgilendirmenin ardından, doğal seçilimin genetik kuramı, değişik yüzleriyle ve örneklerle açıklandı.

II –Rastlantısal Süreçlerle;

başlıklı sunumda ise deterministik bir süreç olarak tanımlanan ve doğal seçilimin zıddı sayılabilecek genetik sürüklenme ile evrimleşme, rastgelelik içeren bir evrimsel süreç olarak, örnekleriyle aktarıldı.

Bu sunumda öncelikle, evrim, evrimsel kuvvet ve evrimsel yasa gibi kavramlardan ne anlaşıldığı açıklandı.

Ardından, biyolojik evrim kuramında fiziktekine benzer yasalardan söz etmenin mümkün olup olmadığı sorusu tartışıldı ve yasaları işlevleri açısından değerlendirildiğinde buna evet yanıtı vermenin mümkün olduğu değerlendirildi.

Bunun yanında, canlı nedir sorusunun önemi, biyolojik özelliklerin fiziksel özelliklere indirgenebilirliği, alturizm ve sosyobiyoloji gibi biyoloji felsefesi içerisinde önemli yer tutan tartışmalara da değinildi.

Sunumda sinir sisteminin evrimsel gelişimi, embriyoloji ve işlevsel anatomi perspektifinden anlatıldı.

Gelişimin her basamağında, özellikle primatlarda sinir sisteminin evrimsel gelişimi ile bilişsel gelişim arasındaki bağlar açıklanmaya çalışıldı.

Sunumda, bugünkü Afrika’dan çıkış teorilerinde belirgin olarak ortaya çıkan Avrupa-merkezciliğin varlığı üzerinde duruldu.

Asıl olarak taş aletlerin insan için önemi ve insanın onla değişmesine değinildi.

Afrika dışına yayılımlar da bununla ilgili değerlendirildi.

“Biyolojik evrim ile kültürel evrimin işleyiş mekanizmaları arasında çok sayıda fark bulunmasına karşın, evrim kuramı, insan kültürlerinin tarihsel serüvenini kavramamızda önemli bir yol gösterici olmayı sürdürmektedir.

Arkeoloji, insanın, ilk aleti yaptığı dönemden modern zamana kadar geride bıraktığı tarihsel süreci inceleyen bir bilim dalı olarak, geçmişi yorumlarken evrim kuramının ilkelerinden de faydalanır.

Kültürel evrim fikrinin ortaya çıkışı ve bunun arkeolojik kuramlara olan ilk başlarda görülen önemli etkisinin, 1970’lerde kültürel evrimin çizgisel ve indirgemeci yönlerinin eleştiri görmesiyle geri planda kaldığını görmekteyiz.”

Bu bilgiler ışığında sunum  boyunca, yeni görüşler çerçevesinde evrim kuramının neden arkeolojide, dolayısıyla insanlık tarihini yorumlamada, vazgeçilmez olduğu tartışıldı.

Sunumda evrim teorisi öncesi insan doğasına bakış ele alındı, ardından teorinin içine doğduğu entelektüel ortam ve teorinin temel içeriği anlatıldı.

Bu kapsamda evrim teorisinin söylediği ve söylemediği şeylere vurgu yapılarak bir yandan da evrim teorisi çevresinde dönen tartışmalar eleştirel bir bakışla ele alındı.

Sunumun son bölümünde ise, insan doğasının kimi temel davranışlarının, evrimsel teori çerçevesinde nasıl ele alındığı ve açıklandığı anlatıldı.